Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Yakutiye Belediyesi'nden ata sporuna destek
Yakutiye Belediyesi'nden ata sporuna destek
Oltu OSB’de tarımsal üretim
Oltu OSB’de tarımsal üretim
Oltulular bağışta yarıştı
Oltulular bağışta yarıştı
ASHM ve Büyükşehir'den  Koruyucu Aile Festivali
ASHM ve Büyükşehir'den Koruyucu Aile Festivali
KUDAKA’dan macera sporlarına destek
KUDAKA’dan macera sporlarına destek

Baki Gezmiş

Şimdi kurulanmak zamanı!
27 Mayıs 2013 Pazartesi

“Kişi sevdiğiyle olmak ister!
Sevdiğinin hâliyle hâllenir... Sevgisi kadarıyla, onunla yaşar!
Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, "beğeni" ile "sevgi"yi birbirine karıştırırız...
"Beğeni", yanında "sahip olma" arzusuyla açığa çıkar!
Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın...
Bu tüm mahlûkatta çok yaygın bir duygudur!
Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler... Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.
"Sevmek" ise bundan çok farklıdır...
Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!
Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!.. Yakınlık bile uzak gelir sana!..
Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!
Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın! Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!
Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!.. Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!
Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, "Sen o olmuşun" derler!
Beğenen sahip olmak ister...
Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna!
Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; "aşığım" sanır! Ama sevdiği uğruna, fedakârlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden "kopamama" sabunuyla!
Parasından kopamaz... Mevkinden kopamaz... Yakınlarından kopamaz... İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz... "Etraf"tan kopamaz!
Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde... Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar... Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar... Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları! Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur! Beğeniyi, sevgi sanmıştır!
Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa "nefret"e döner "beğeni"; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana, bir bu yana sürüklenir durur; terk edilmişliğin, uzaklaşmanın, lâyık olmadığını yaşamanın sanısı içinde!
Oysa yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır! Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevki-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir...
Seven ise göze almıştır kopmayı... Dışlanmayı... Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı...
Fıtratından gelir sevgi! Kulluğu sevmek üzeredir! Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan... O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!
Seven, karşılıksız sever!..
Beğenen karşılığını ister!
Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen!
Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu! Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi... Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar... Ama pervane gibi sevemez! Atamaz kendini ateşe!
Sevgi sonunda yanmayı getirir! Beğeni ise sonunda kaçmayı!
Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, "sevgi" delilikten bir türdür! Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı! Ve "delillik bu" derler...
Beğenme bir tür "hobi"dir!.. Bazen ömür boyu sürer, bazen birkaç yıl, bazen birkaç ay!
Sevgi bir ömür boyudur!.. Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez!
İçinde, özünde hissedilip açığa çıkaramadığını karşısındakinde bulduğun anda onu sevmeye başlarsın... Özünde sevgin kadardır karşısındakine aşkın!
Çoğunlukla karşısındakinden, ondakinin yüzünü göstermesinden gelir sevgi insana!
Bazen de özünden gösterir yüzünü O!.. O zaman onlar için derler ki, "Allâh'a âşık oldu"!
"Kendine seçtikleri"dir sevenleri bir çehreden!.. Özünden sevgiyi yaşayanlardır, "mukarreb"leri!..
Hünerlerini sergilemek için yaratmıştır her şeyi...
Sevmek için yaratmıştır sevilenleri!
Gözlerinde seyretmek için gözleri olarak yaratmıştır "aşk"ı yaşattıklarını!
Avam anlamaz ve bilmez bu aşkı! Bunun aşk olduğunu!
Oysa gerçek "aşk", O'nun ateşine pervane gibi atılıp; varlığını O'nda yitirip; O'nun "Bâkî"liğini yaşattıklarıdır gerçek "âşık"lar!
Özel bir fıtratla gelmişlerdir onlar, "âşık" olmak için! Yaşamları boyunca bir değer taşımamıştır Dünya ve içindekiler! Parmaklarını bile kıpırdatmamışlardır Dünya için! "Allâh de ötesinde bırak onları hevâlarıyla oyalansınlar" hitabına maruz kalmıştır programları; ve hücrelerine nüfuz etmiştir bu hitap!
Gerçek anlamıyla onlar "yaşarlar aşkı"; "Yaşar onlarda aşkı"; sever, acır, merhamet eder onlarda kullarına; çünkü bu sıfatlar için yaratmıştır onları!
Var gel dostum, biz dönelim dünyamıza; bu masal gibi gelen sözler yeteri kadar ıslattı bizi!.. Şimdi kurulanmak zamanı!
Dönelim dünyamıza, koşalım, çalışalım, didinelim; insanları sevindirmek için onlara bir şeyler verelim; ve gönüllerini hoş etmek için güllâbicilik eyleyelim!
Sonra da, bunları hep "Tanrı -pardon Allâh- için yapıyoruz!" diyerek vicdanlarımızı tatmin edelim!
Gönül "aşk" için yaratılmamışsa, neye yarar bunca demek!..
İyisi mi, "hobi" kabilinden "dinle ilgilenip", günümüzü gün eylemek!”
Bu kadar nitelikli sözün sadrı biz olamayız…
Özel biri…
Üstad!
İsmine ne hacet…
Ömrü uzun olsun…
Feyzinden istifade edenlerden olalım….
 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İbrahim Sinan 27 Mayıs 2013 Pazartesi  02:21

Ne de güzel aktarmışsınız ama devamı olmalı bunun

Yorumu oyla      8      5  
Oytunç Araklı 27 Mayıs 2013 Pazartesi  10:48

Beğenen sahip olmak ister... Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna! en iyi tarif bu bence

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Şehâdetin coğrafyası yahut bir milletin unuttuğu hatıra
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Enver Paşa kimdi bilir misin?
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
İnsanlığın En Yüce Değeri
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Değerin Barışı
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Tost Adaleti ve Diğer Küçük Hesaplar
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Medeniyet mi dediniz?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri