Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Jandarmadan silah operasyonu
Jandarmadan silah operasyonu
Göktaş ADEM verilerini açıkladı
Göktaş ADEM verilerini açıkladı
Destici’den terörsüz Türkiye değerlendirmesi
Destici’den terörsüz Türkiye değerlendirmesi
BM Gazze'deki açlık gerçeğini paylaştı
BM Gazze'deki açlık gerçeğini paylaştı
Erzurum'da ata sporu cirit tutkusu
Erzurum'da ata sporu cirit tutkusu

Can Umut Avcıgil

Kusur aramadan kusursuzluğa giden yolu bulmak
1 Mart 2025 Cumartesi

Sevgili okurlarım, bugün size öyle bir pencere açmak istiyorum ki, oradan baktığınızda sadece gökyüzünün mavisini değil, kendinizin derinliğini de görebilesiniz. Mevlana'nın asırlar öncesinden bugüne taşıdığı bilgelik, modern hayatımızın karmaşası içinde kaybolmuş ruhumuza seslenmeye devam ediyor.

"Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusuru örtmeyi marifet edin, işte o zaman kusursuz olursun."

Ne kadar da derin, ne kadar da gerçek değil mi? Düşünsenize, sabah trafikte önünüze kıran sürücüye verdiğiniz tepkiyi... Ya da işyerinizde bir hata yapan arkadaşınıza gösterdiğiniz tavrı... Belki de eşinizin, çocuğunuzun küçük bir eksikliğini görünce hemen dile getirme alışkanlığınızı...

İnsanız, kusur aramaya programlanmış gibiyiz. Neden biliyor musunuz? Çünkü kendimizi başkalarının kusurları üzerinden mükemmel görmeye çalışıyoruz. Oysa ki, gerçek kusursuzluk, başkalarının kusurlarını görmezden gelmekte saklı.

Geçen gün alışveriş merkezinde yaşadığım bir olay geldi aklıma. Kasiyerin bana para üstünü eksik verdiğini düşünüp, hemen tepki göstermiştim. Sesimi biraz yükseltmiş, çevredekilerin de dikkatini çekmiştim. Genç kız utanmış, ben kazanmıştım! Ama hesabımı tekrar yaptığımda yanılan bendim. Geri dönüp özür dileyemedim bile... Kim kusurlu şimdi?

Bakın, bu memlekette hepimiz birbirimizin eksiğini, açığını, yanlışını bulmakta üstümüze yok. Sosyal medyaya şöyle bir göz atın: Bir insan topluluğu, sürekli bir hata avcılığı peşinde. Siyasetçisinden sanatçısına, sporcusundan iş insanına kadar herkesin bir kusurunu bulup, onu teşhir etmekten, daha doğrusu kusuruyla birlikte onu yok etmekten garip bir haz alıyoruz.

Peki ya ne olurdu, Mevlana'nın dediği gibi "kusuru örtmeyi marifet edinseydik"? İşte burada çok ince bir çizgi var. Kusuru görmezden gelmek, yanlışı onaylamak değildir. Aksine, hatayı görüp de onu teşhir etmemek, insanın yüzüne vurmamak, belki de daha yapıcı bir şekilde düzeltilmesine vesile olmaktır.

Çocuklarımıza ne öğretiyoruz? "Hata yapanı hemen söyle, yanlış yapanı hemen göster!" Oysa onlara merhameti, anlayışı, bağışlamayı öğretsek... Hatasını gördüğümüz insanı nasıl incitmeden, nasıl küçük düşürmeden doğruya yönlendirebileceğimizi anlatsak...

İş hayatımda bunu sık sık yaşarım. Yanımda çalışanlar hata yaptığında, ilk tepkim onları dinlemek olur. Neden yanlış yaptıklarını anlamaya çalışırım. Çoğu zaman görürüm ki, asıl sorun başka yerdedir. Ve o insana değer verdiğimi hissettirdiğimde, hatanın tekrarlanmadığına, aksine daha büyük bir motivasyonla çalıştığına şahit olurum.

Şöyle bir düşünün: Hayatınızda kusurlarınızı gördüğü halde yüzünüze vurmayan, aksine sizi o kusurlarla birlikte kabul eden birileri oldu mu? Nasıl hissettirdi size? O insanların yanında kendinizi nasıl daha değerli, daha güvende, daha mutlu hissettiniz değil mi?

Kusursuzluk, kusur aramakla değil, kucaklamakla ilgilidir. Başkalarının kusurlarını görmezden gelerek değil, onları oldukları gibi kabul ederek kusursuzlaşırız. Çünkü gerçek kusursuzluk, mükemmeliyette değil, mükemmel olmayan insanı olduğu gibi sevebilmekte gizlidir.

Mevlana'nın sözlerini bir kez daha okuyalım ve bu hafta küçük bir deney yapalım: Kimsenin kusurunu aramayalım, görsek bile dile getirmeyelim. Bakalım dünyamız nasıl değişecek...

Sevgiyle kalın, kusurlarınızla barışık olun.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Şehâdetin coğrafyası yahut bir milletin unuttuğu hatıra
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Enver Paşa kimdi bilir misin?
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
İnsanlığın En Yüce Değeri
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Değerin Barışı
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Tost Adaleti ve Diğer Küçük Hesaplar
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Medeniyet mi dediniz?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri