Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Kızıldağ’da feci kaza: 3 ölü, 6 yaralı
Kızıldağ’da feci kaza: 3 ölü, 6 yaralı
‘Kadın Hizmetleri Bölgesel İstişare Toplantısı’ yapıldı
‘Kadın Hizmetleri Bölgesel İstişare Toplantısı’ yapıldı
Ahlat Milli coşkuya hazırlanıyor
Ahlat Milli coşkuya hazırlanıyor
Atatürk Üniversitesinden Uzakdoğu açılımı
Atatürk Üniversitesinden Uzakdoğu açılımı
Horasan'da otobüs ile traktör çarpıştı: 8 yaralı
Horasan'da otobüs ile traktör çarpıştı: 8 yaralı

Ahmet Göksan

İşgüzarlık
24 Temmuz 2010 Cumartesi

            “Kıbrıs’ın barış içinde yaşaması, Türk askerinin Anamur’da beklemesi ile değil, Kıbrıs topraklarında dolaşmasıyla mümkündür”.

                                                                                                                  Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

            Adadaki uyuşmazlığa çözüm bulabilmek adına yapılan görüşmelerin hızla tıkanmaya doğru yol aldığını söylemek istiyoruz. Görüşmelerin eşitler arasında yapılmıyor olması bu hususu tetiklemektedir. Bir tarafta masanın ucuna eğreti ve zorla oturtulduğu izlenimini veren Rumlar, devlet olmanın bütün olanaklarını kullanıyorlar. Görüşme masasının karşı tarafında ise toplum statüsünün ötesinde kabul edilmeyen Kıbrıs Türkleri.

Anadolu’da davulun bile dengi dengine dövüldüğü dillendiriliyor. Bu ayarın sağlanamadığı noktada ise çıkarılan sesler gürültüyü andırır. Adada da yürütülen görüşmeler bir anlamda bunu andırmaktadır. Yaşanan ve yaşanmış bütün olumsuzluklara karşın 2010 yılı sona ermeden uyuşmazlığın çözüleceği umut ediliyor. Bu bakış anlaşılır gibi değildir.

Kıbrıs Barış Harekatının üzerinden 36 yıl geçmiştir. Kıbrıs Türkleri adına görüşme masasına oturanların ödün verir gibi davranmış olmaları bile Rumların direncini kıramamıştır. Yıl dönümünde verilen mesajları bir son umut olarak bile okuyamadığımızın bilinmesini istiyoruz. Görüşmelerle siyasi olarak verilecek olan hakların kısa bir süre sonra geri alındığını yaşayıp öğrenmiş bulunuyoruz. Toprak konusundaki ısrarımızın temelinde bu bakışımızın yattığını yinelemek istiyoruz.

Doğrudan Ticaret Tüzüğü, 2004 yılında Kıbrıs Türklerine yönelik olarak uygulanan izolasyon denen dışlanmışlığın ortalık yerden kaldırılması öngörülüyordu. Avrupa Parlamentosuna görüşülmek üzere gönderilen tasarıyı kendilerini hükümet olarak görenler adeta güz yılanına çevirdiler. Son günlerde saman alevi gibi parlatılmaya çalışılan toprak konusunun da güz yılanına çevrilebileceğinden kuşkuluyuz.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına görüşmelere katılanların bütün iyi niyetli girişim ve çabaları kabul göremedi. Ödüne varacak önerilerin bile kabul edilmeyerek not edildiğinin de unutulmaması gerekmektedir. Görüşmeler sürecinde bu gibi konular, tuzak olarak ortalık yerlere çıkarılıyor. Rum ve Yunan basınında konuya ilişkin t-onlarca haber ve yazılara da rastlıyoruz. Çözüm beklentisine girilirken bu hususların yeniden konuşulması ve tartışılmasında sayılamayacak kadar yarar olduğunu düşünüyoruz.

1959 – 60 Anlaşmaları ile kurulan modelin yerinde yeller esmektedir. Buna karşın anlaşmalar yürürlüktedir. Uluslararası toplum da bu anlaşmaları kabul etmektedir. Aksine bir karar  da alınmamıştır. Söz konusu anlaşmalar, Türkiye – İngiltere ve Yunanistan hükümetleri tarafından imzalanmıştı. Şimdilerde ise uyuşmazlığın çözümü, Türkiye ve Yunanistan’ın adadaki uzantıları olarak kabul edilen Türklerle Rumlardan istenmektedir.

İngiltere adada taraf olarak kabul edilmeyecekse o zaman üslerinin durumunun da masaya yatırılması gerekmektedir. Buna karşın lahana tarlarından sonra maydanoz tarlalarında gezinenlerin konuya olan ilgileri de kendiliğinden ortalık yerden kaldırılmış olacaktır. İngiltere adada çözüm istemiyor mu ne…

Bursa Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencilerinin düzenledikleri panelin konuğu idim. AB üyesi İsveç’in işgüderi de bu panele çağrılı idi. Panel sırasında sayın işgüdere ülkesine 1964 yılından bu yana özel bir ilgi duyduğumdan söz ederek soru sormuştum. Sorum özet olarak Kıbrıs’ta görev yapan BM Barış Gücü askerlerine ilişkindi.

1964 yılında BM Barış Gücü’nde görev yapan iki İsveçli subay, Kıbrıs Türklerine yardım ettikleri gerekçesi ile tutuklanarak yargılanmışlardı. Bu subaylar savunmalarında, “Bizler, Rumlar tarafından parçalanmak istenen Türkleri parçalanmaktan kurtarmak için yardım yaptık” diyorlardı. Bu ifadeleri sonrasında ordudan atılarak Ankara’da yaşamaya adeta mahkum edilmişlerdi. “Sizler ise Kıbrıs Türklerini parçalamak isteyen Rumların  AB’ne alınmasına karşı çıkmadınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz” diye sorumuzu sorduktan sonra doyurucu yanıtı alamamıştık. Paneli izleyen öğrencilerin de düşünceleri bu noktada idi.

Bu olayı neden anlatma gereğini duyduğumuza gelince, Geçtiğimiz günlerde işgüderlikten arayan bir kişi bundan böyle Kıbrıs Mektubu dergisinin kendilerine gönderilmemesi isteğini iletiyordu. Özgürlüklerin sonuna dek kullanıldığının havasını basan bir ülkenin tipik bir yaklaşımını sizlerin de bilmenizde yarar olduğunu düşünerek paylaşma gereğini duyuyoruz. AB’ne öykünen herkese duyurulur. İnsanları güldürmeyiniz…

SEVGİ ile kalınız…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Töreli olmak
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Direnişin Başarısı
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Dilimizin Kaybolmakta Olan İncileri: Yanlış Söylenen Atasözleri ve Deyimler
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Bir Medeniyet Müessesesi Olarak Atatürk Üniversitesi
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Enver Paşa kimdi bilir misin?
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Medeniyet mi dediniz?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri